Çocuk Kitaplarının Pertavsızla İmtihanı

Son birkaç yıldır özellikle ebeveynlerin gündeminde çocuk kitaplarının büyük zararları olabileceği konuşuluyor, metinlerin altında subliminal mesaj aranıyor, panik hâlde “büyük oyun” görmeye çalışılıyor. Bu konuda benim düşüncem net. Bir kitap sizin hassasiyetlerinize uygun olmayabilir. Ancak çocuğunuzla doğumundan itibaren olabildiği kadar sağlıklı ve açık bir iletişiminiz varsa, onunla kendi bakış açınız hakkında konuşuyorsanız, yani kendi değerlerinize göre bilinçlendirdiyseniz, dış etkenleri bu kadar önemsememelisiniz. Eğer bir kitabın çok büyük sorunlara yol açabileceğini düşünüyorsanız, önce çocukla ilişkinizi gözden geçirmek faydalı olabilir. Bu konuyla ilgili kitap kulübümüz Balonlu Sakız Ağacı’nın podcast serisinde ve Tuğba Akbey İnan’ın da Mavi Dünya adlı podcast programında konuştuk. Linkleri aşağıya ekliyorum.

Bu aralar Murat Toklucu’nun yazdığı, Nurcihan’ın Çamaşırları ve Diğer Meseleler adlı bir kitap okuyorum. Bazıları ucundan yakaladığım bazıları içinde olduğum bazıları ise “yok artık” diye güldüğüm gazete haberlerinden oluşuyor. Dönemlerin asparagas haberlerinden, politik olanlara; gazeteciliğin yanıltıcı olarak nasıl kullanıldığına dair çarpıcı bir arşiv çalışması. Okurken hangi saçma sapan yollardan geçtiğimizi hatırlayıp günümüz saçmalıklarına şükrediyor insan. Ama onun haricinde bir bölüm var ki ister istemez günümüz ebeveynlerinin çocuk kitabına bakışıyla bağlantı kurdum.

Kitapta, Stalin’in Bıyıkları ile Komünizm Propagandası diye bir bölüm var.

9 Mart 1955 yılındaki Milliyet gazetesinde, Bir okul kitabı toplatılıyor başlıklı haberde şöyle yazmaktadır: “Liselerde okutulan Astronomi dersi kitabındaki şekiller arasında Stalin ve Lenin’in resimlerini de konduran müellif ve matbaacı hakkında takibat açıldı. (…) İki baskı yapıldığı anlaşılan kitabın 95’inci sayfasında Stalin ve Lenin’in resmi bulunmaktadır. Keza ikinci baskının 142’inci sayfasında da aynı resimler gösterilmektedir. Resimler talebeye gösterilmek maksadı ile kitaba konulmuş bir meteor taşı resminin ortasına oturtulmuştur. Bilhassa Stalin’in fotoğrafı ilk bakışta nazarı dikkati celbetmekte, kalın kaş ve meşhur pos bıyıkları derhal fark olunmaktadır.” Haberde kitabı yazan Kabataş Lisesi Matematik Öğretmeni Şerafettin Çintan’ın okuldan göz altına alındığı bilgisi de var, diye not eklemiş yazar.

Şerafettin Çintan durumu şöyle açıklar: “Meteor taşının üzerindeki resimler Lenin ve Stalin’e değil, iki çocuğa aittir. Bu çocuk motifleri meteor taşının büyüklüğü hakkında bir fikir verebilmek için taşın üzerine yerleştirilmiştir. Ayrıca biz bu resimleri İngilizce bir kitaptan alıp kullandık, kendimiz hazırlamadık. Son derece müteessirim.”

Bu kitabı matematik öğretmeni hazırlamamıştır, meteorda oturan da yalnızca iki çocuktur. Maarif Vekaleti resmi inceler ve ihbarın asılsız olduğu anlaşılır. Bu açıklama üzerine ertesi gün bu iddialar ortadan kalkar. “Belli ki kitabı çıkaran İnkılap Kitabevi, olaya yer veren gazeteleri dolaşıp iddiaların yalan olduğunu anlatmıştır.” diyor Murat Toklucu.

Konu tam kapandı derken Peyami Safa yeniden alevlendirir. Daha öncesinde Milliyet gazetesi yazarı olarak o da bu “kahbe” olayı kınamıştır ama sonrasında kitabevi editöründen detaylı malumat almış ve resmin sandıkları gibi olmadığını açıklamıştır. Fikrini değiştirmesini şöyle açıklar: “Fakat dün bazı dostlar ‘Kitaptaki resme pertavsızla (büyüteçle) baktınız mı?’ diye sordular. Kitabı getirdim ve pertavsızla baktım. Ne göreyim? Kalın kaşları ve bıyığı ile Stalin göktaşının içinde yan gelmiş oturmuyor mu? (…) Bana öyle geldi ki galiba becerikli ve sinsi bir el, çocuklardan birinin yüzünü Stalin’in minyatür portresi hâline getirmiş. Eğer bu çehrenin Stalin’e ait olmadığı iddia edilirse, çocuğun yüzüne kalın kaşlar ve pos bıyık ilave edilmesindeki manayı anlama imkânı kalmaz.”

Kitap bu kez bakanlığa gönderilir ve Milli Eğitim Bakanı yapılan inceleme sonrası ihbarın asılsız olduğunu açıklar. “Ancak bakanlık, yayınevinden, münakaşalara sebep olmaması için yeni baskılarda söz konusu resmin kullanılmamasını istemiştir.” Ve yazarın notuna göre bir sonraki baskıda o resmin yerine üzerinde çocukların olmadığı başka bir göktaşı resmi konmuş, yanında ağırlığı ve Meksika Tarih Müzesi’nde bulunduğu yazılmıştır.

Son yıllarda özellikle sosyal medya üzerinden bazıları, pertavsızla çocuk kitaplarına bakıp olmayanı görüyor, ithamlarda bulunuyor; yayınevlerini örnekteki gibi “sırf yanlış anlaşılmaması için” baskı tekrarlarında değişime gitmeye zorluyor.

İdeolojiler her yerde olduğu gibi çocuk edebiyatında da var. Ancak olmayanı görmek, ihtimallerden korkmak yerine yapılması gereken başka şeyler yok mu? 1950li yıllardan bu yana bir şeylerin değişmiş olması gerekmiyor mu?