Ağlamak Serbest…

Coronavirüs günleri ile ilgili yazabildiğim kadar yazmak istiyorum. Hem bu olağanüstü durumla ilgili tanıklık olması hem de kendime bu süreçte hissettiklerimle/yapıp yapamadıklarımla ilgili hatıra kalması için.

Benim gibi ruh hâlinize göre ne giyeceğinize, yiyeceğinize, izleyeceğinize, okuyacağınıza karar veren biriyseniz; bu dönemde yaptığınız tercihler sizi de şaşırtıyor olabilir. Aslında birçoğu da bilinçsiz tercihler ama hepsi aynı kapıya çıkıyor. Belki de zihnimiz nelerle doluysa her şeyde ondan iz bulduğumuz içindir. Neydi meşhur şarkının sözleri?

Hatıralar sarmış dört bir yanımı, Baktığım her yerde izin duruyor, Ben seni düşünmek istemesem de, Bana her şey seni hatırlatıyor…

Evet Korona, bana bu ara her şey seni hatırlatıyor.

Geçen aydı sanırım. Platform filmini izledik. Kat sayısı bilinmeyen, çoğunlukla mahkumların yer aldığı ve kaçma imkânı olmayan bir yapıda, aç kalmamak için yapılan türlü iğrençlikleri anlatan, aynı zamanda da kapitalizm eleştirisi yapan ortalama bir film. Normal şartlarda filmin eksiğine gediğine odaklanır ve büyük ihtimalle çok saçma olduğunu düşünürdüm. Ama şimdi? Haftalarca film aklımdan çıkmadı. Hâlâ aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyor. Kendimizi kapana kısılmış hissetmemizle mi alakalı acaba?

Suat Derviş’in Kara Kitap‘ı ne zamandır kitaplığımda okunmayı bekliyordu. Tabii ki bu süreçte okumayı tercih edecektim! Türkçede gotik tarzın ilk örneklerinden sayılan üç hikâyeden oluşan kitap, ciğerinizi söküp elinize veriyor. Çok sert, aynı zamanda çok dokunaklı. Etrafımızda yaşananlar da öyle değil mi?

Uzun zamandır Bütün Bir Ömür kitabı kadar yalın ve çarpıcı bir kitap okumamıştım. Küçük yaşta ailesiz kalan bir adamın, hayatı boyunca yaşadığı zorlukları kabullenişi, mutlu sonla bitmeyeceğini bildiğiniz ama bunun sorun olmadığı, karakterin hayatında başka türlü bir yaşam olamayacağını kabullendiğiniz, içinizi sızlatan ama bunun da sorun olmadığı, sadece izlediğiniz, hissederek izlediğiniz ve yalnızca 139 sayfa süren bütün bir yaşamı gözlerinizin önüne seren bir kitap. Araya nokta koyamadım, çünkü aynı zamanda nefes kesici. Yüzyılda bir karşılaşabileceğimiz bulaşıcılığı bu kadar yaygın bir hastalığı kabullenmekten başka çaremizin olmadığı bir dönemde değil miyiz?

Su Kürü… Kitabın konusuyla ilgili ne yazsam – aslında öyle değil – diye açıklama girmem gerekiyor. En azından son bölüme kadar şöyle sanıyorduk: Erkeklerin kötü, acımasız olduğu; havanın toksikle dolu olduğu bir dünyada, kızlarını her şeyden korumak isteyen bir aile. Sonradan anladık ki “zayıf, güçsüz, yapamaz, beceremez” olduğu için birisini kendine muhtaç kılan, aslında onu gerçekten zayıflatmak istiyordur. Hikâyede bugünle bağlantı kurduğum durum, ebeveynleri kızlarını korumak adına onları bir nevi sosyal izolasyona sokuyor. Başkalarıyla temas yok, aynı havayı solumak yok. Yoksa hastalanırsınız.

İçiniz karardı biliyorum. Benim de içim kararıyor. Hatta farkında olmadan süreçten ne kadar etkilendiğimi okuyup izledikçe gözlerimin dolmasından anlıyorum. Ağlamaya hazır bekliyorlar. Belki de bu yüzden içgüdüsel bir şekilde içimin sıkkınlığına yeni sıkıntılar ekliyorum. Dolsun taşsın, ben de rahatlayayım.

Son olarak Bütün Bir Ömür kitabından; Yine seyahat ediyor, dağların arasında havada asılı duruyor, mevsimlerin onun için hiçbir anlamı olmayan ve hiç de ilgi duymadığı renkli resimler gibi altından geçip gittiğini görüyordu.

Değişen mevsimlerin farkında olmak dileğiyle…

Yayınlayan

Gökçen

Bir yerde "Mutlu olacağınız mesleği merak ediyorsanız, çocukken oynadığınız oyunlara bakın." diye bir cümle okumuştum. Ben küçükken oyunlarımda hep iş kadını olurdum. Hesap makinesini bilgisayarım hayal eder, bir yandan da sürekli telefonla konuşuyor rolü yapardım. O günden bugüne çok bir şey değişmedi. Sadece oyunlarım gerçek oldu. İşimde tam da çocukluğumdaki gibi tüm gün bilgisayarda çalışıyor ve telefonla iş takip ediyorum. Araştırmacı, gündemi takip eden, yeni şeyler öğrenmeye meraklı, kendini geliştirmeye çalışan, psikolojiye ilgi duyan, sosyal medyayı çok kullanan, gazetecilik okumuş, Gül Ayşesi olan bir çocuk kitapları editörüyüm. Tüm bunlar birleştiğinde ben fazlaca bölünüyorum. Burada biraz da bölünmelerimi okuyacaksınız.

“Ağlamak Serbest…” üzerine 4 yorum

  1. Bu dediğin şeyi ben de hissediyor, yapıyorum. Mesela epeydir kitaplığımda bekleyen John Boyne kitabını elime aldım ve bir süre sonra kitabın adının “Olduğun Yerde Kal” olduğunu ve anlamını fark ettim. Film konusunda da dün akşam bir filme başladık ama ne zaman biter bilmiyorum tabii 🙂 “Knives Out” izlemediysen iyi ilerliyor, bunun konumuzla bir ilgisi yok. SAdece normalde neredeyse hiç bir şey izlemeye vaktim yoktu yani ayıramıyordum. Başka öncelikler vardı. Şu an o vakti yaratmaya çalışıyorum. Her an blog, yazı,kitap ile dolduruyordum yoksa eiş-çocuk üçgeni dışındakivaktimi…
    O sıkışmışlık hissini ben daha çok insanlar keyfe keder gezerken ve tedbir almazken hissediyorum. Yani şu an çok erken değil mi? Bir anda bu kadar gevşemenin anlamı yok ve açıkçası beni korkutan bir şey bu.
    Onun dışında belirsizlikte yazarak ve yazarak başa çıkmaya çalışıyorum. Bir de anlamsız resimler yaparak ehehe 🙂

    1. Filmi izlemedim, not aldım. Ben dışarı çıkmadığım için kim var kim yok bilmiyorum. Geçen gün kızı hava alsın diye sitede çıkardım in yok cin yoktu. Merkezi yerler kalabalık herhalde. Ben de Mirgün Cabas podcaste başladım. Herkes hayatımda hiçbir şey değişmedi, evden çalışıyordum zaten diyor :)) Hakikaten dışarıda çalışanlarla evden çalışanlar çok farklı bir karantina tecrübesi yaşıyor.

  2. Platforma başladım ama sonunu getiremedim. Kelimelere dökünce gerilim filminde gibi hissediyorum. Düşünsene ” bir salgın hastalık geldi tüm dünyayı sardı sokağa çıkarsan öleceksin” felan yalan mı değil neyse. Sınırlarda olan ruhi dengemi olumlu şeyler yaparak dengeleyebilmek için uğraşıyorum. Mevsimin ne olduğunu farketmek için gayret etmek gerekiyormuş. Mevsimlerim farkında olmak güzelmiş 😊

    1. Geçen bir twit okumuştum, hiçbir distopya bu kadarını tahmin edemedi yazıyordu 🙂 Az kaldı hadi inşallah.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir